13 Ağustos 2010 Cuma

Tanrının Ressamı (2. Mektup)

Korkuyorum. Asırlardır yalnızım. Melek de gideceğini söylüyor.
Gitme diyemem bilmiyor... Susuyorum canım acıyor, neden diye bile sormuyorum çünkü anlatmak istediğinde anlatacak biliyorum. İnsancıl duygularım ağır basıyor bir çeşit yaratıcı olmama rağmen. Size gönderilen o kutsal kitaplarda yazanlar sadece süslü söylemler, inanın burada herşey çok sıradan...

Ölümsüz olmak yazgısı beni güçsüz kılıyor. Birkaç resmi parçalıyorum, duygularıma yenik düşüp. Sakat doğuyorlar. Evet sakat doğan bebeklerin sorumlusu benim. Pişman mıyım, pek değil. Onlar kendi ömürlerine karar verme özgürlüğüne sahipler ama ben bu güzel dizayn edilmiş modern hapishanemde sonsuza kadar yalnızlığa mahkum edildim. Sanırım acısını bir yerlerden çıkarmazsam çıldıracağım. Melek gideceğini söylüyor, tanrının emirlerine boyun eğmek istemiyormuş artık. Kötü diye tabir edilen şeytanın şehrinde özgürce yaşamaya gidiyor. Şeytan çirkin, özgür ve asi... Melek güzel, erdemli, tutsak ve yalnız... Güzelliğinden ve erdeminden vazgeçebileceğini söylüyor bana. Sanırım onu anlayabiliyorum...

Hiç yorum yok: