28 Mayıs 2013 Salı

Yabancı


İçinde bulunduğum bedene yabancılaşıyorum... Bu yıllardır böyle. Hep kendimden bile saklamak için çabaladım ancak bunun çözümü yok. Aynadaki ben değilmişim, ben içeride sıkışmışım, hapsedilmişim ve çıkamıyormuşum gibi. Bu dünyaya ait olmadığımı, yapılan, yapılacak olan her ne ise oldukça gereksizmiş gibi hissediyorum.

Bu durum beni korkutuyor çoğu zaman. Korkuyla karışık nefret içinde bakıyorum aynadaki, camdaki yansımama. Öyle olmadığını kabul ettirmeye çalışsam da bu bedene ait olmadığımı biliyorum içten içe. Dünyadaki yaşam denilen oyunu oynamak zorunda bırakılıyorum. Etrafımdaki insanların bunu nasıl göremediğine, hissedemediğine şaşırıyorum. Anlattığımda anlamadıklarını da biliyorum... Kendini buraya ait hisseden birine nasıl anlatabilirim ki bu gerçeklik dışı hisleri.

Benim hapishanem dört duvar arasında değil içine sıkıştığım bu bedenin içinde. Kemikler, etler ve derinin içine sarılmış kundaktaki bir bebek gibiyim... Kıpırdayamıyorum sadece hissediyorum. Bana yardım edebilecek kimse yok bunu da biliyorum.

Bu gözler, bakışlar, eller, bu yüz... Hiçbiri benim değil. Ben hiçbiri değilim. Buradan çıkmalıyım...