21 Mayıs 2010 Cuma

Parantez İçinde Ölsem..



Yine o gecelerden biriydi sabah çok neşeli çok mutluyken akşam yine odamda sessizce ağlama krizleri geçiriyordum. Sessizdi çünkü kimse duymamalıydı. Güçsüz ve isteksizdim yaşama karşı. Onu yenecek kadar akıllı değildim sanırım. Eksiktim hem de çok eksiktim ve bunun oldukça farkındaydım. Hastaydım… Fazlasıyla güçlü durmaya çalışan yıkık güçsüz paramparça olmuş bir ruhum vardı. Tek başıma aşamayacağımı biliyordum. Aşmak da istemiyordum yalnızca gitmek kurtulmak istiyordum. Kurtulmak…

Herkese üstü kapalı söylüyordum her an ölebilirim diye. Şimdi anlıyorum ki bu aslında bir yardım çığlığıymış. Yalan değil, ip artık ellerimi kanatmaya başladı ve kollarım titriyor yorgunluktan ip kopsa diye bekliyordum ama sanırım boşlukta süzülmenin vakti geldi. Kanatlarım yok. Gerçeksizim. Bu bir intihar mektubu değil ,belki iğrenç bir hikayenin ilk sayfası olur en fazla…

Gözlerim şişmiş ve nefes almak zorluyor göğsümü sanırım sütyenimi çıkarmalıyım. Koltuğun üstüne yığılmış kıyafetlerimin üstüne fırlatıyorum onu ve kamburumu çıkartarak dönüyorum bilgisayarımın başına. Hayatım boyunca hiç mutlu olmamışım gibi hissediyorum, sanki hep acı ve yalnızlık vardı öncemde. Biraz daha havayı çekiyorum içime bu kez daha rahat doluyor içeri ve ufak bir tebessüm “ne değişti… ?”

Parantez içinde ölsem bir gün ortalığı kirletmeden

Hiç yorum yok: